NİĞDE YETİŞTİRME YURDU
 
  Ana Sayfa
  İletişim
  Ziyaretçi defteri
  eğlence-ilginç bilgiler
  SEVGİ ÜSTÜNE
  BİZ...ASİ ZENANLARIZ!!
  yuvamızın reytingi
  resimlerimiz
  FAYDALI BİLGİLER-HAKLARIMIZ
  Çocuklarımız ile ilgili haklar
  İNSAN HAKLARI ve SOSYAL HİZMET İLİŞKİSİ
  AİLE İÇİ ŞİDDET: KURBANLAR- FAİLLER-TANIKLAR
  sosyalhizmetler uzmanı sitesi(faydalı)
  Basında Niğde y.yurdundan haberler
  TÜRKİYE YURT YUVA HUZUREVLERİ TÜM TELEFONLARI
  BÜYÜK ATATÜRK'TEN GENÇLİĞE
  Niğde Y.YURDU Yazar öğrencilerimiz!!!
  NİĞDE Y. YURDUNDAN ÇIKANLARIMIZ..
  FAYDALI BİLGİLER ÜYE OLDUĞUMUZ İNTERNET ADRESLERİ İLGİNÇ BİLGİLER
  Niğdemizin7harikası
  HAKKIMIZDA
  taş atan çocuklar yuvaya
  forum
FAYDALI BİLGİLER ÜYE OLDUĞUMUZ İNTERNET ADRESLERİ İLGİNÇ BİLGİLER
OLDUĞUMUZ FAYDALI SİTELER HEPSİ GRUBU Siteye git hepsi müzikleri Siteye git TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ Gizle Siteye git _..:: GençTÜRK Forum ::.._ Siteye git borfm Siteye git Sinema Türk Siteye git EVİNİZ İÇİN PRATİK BİLGİLER Siteye git SOZ ALLAH IN>HALA>SIZ>ALLAHA>ULASM... Siteye git gece_kurdu & Dostlarına Siteye git GAZETEKEYFİ Siteye git öğrencilere yardımcı unsurlar Siteye git yeşilçam müzesi Siteye git KÜTÜPHANEMİZ Siteye git DJ BURCU GÜNGÖR Siteye git Atlas Macera Siteye git 1 Nisan şakasının kökeni nedir? 1564 yılında Fransa kralı IX Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının birinci gününe aldı. Daha önce Avrupada yaygın olan yıl başlangıcı Mart 25 idi. O zamanki iletişim şartlarında IX Charles'in bu kararı fazla yayılamadı. Duyanlar ise protesto amacıyla eski adetlerine devam ettiler.1 Nisan'da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları Nisan aptalları olarak nitelendirdiler.1 Nisan'a bütün aptalların günü adını verdiler. Bu günde diğerlerine sürpriz hediyeler verdiler, yapılmayacak partilere davet ettiler, gerçekolmayan haberler ürettiler. Yıllar sonra Ocak ayının yılın ilk ayıolmasına alışılınca, Fransızlar 1 Nisan gününü kendi kültürlerinin parçası görerek devam ettirdiler. Oradan da bütün dünyaya yayıldı. İnsanlar niçin içki kadehlerini tokuştururlar? Bu konuda iki ayrı açıklama vardır. 1) İnsanların beş duyusunu tatmin amacıyla şarap kadehini sofrada çın sesiye tokuşturmak. Şarabın rengi, görme; diliyle tat alma; burunla koklama;eliyle dokurma,ve çın sesiyle işitme. Şarap bütün duyguları tatmin eder anlamını taşır. 2)Antik çağlarda bir insanın düşmanını yemeğe davet edip,ona zehirli içki sunması doğal sayılıyordu. Ev sahibi içkinin zehirsiz olduğunu kanıtlamak için kendi içkisini havaya kaldırır ve misafirin içkisinden bir yudumunkendi kadehine dökülmesini isterdi. Sonra aynı anda içkileriniiçerlerdi. Misafir böyle durumda ev sahibine güvenini göstermek için kadehini ev sahibinin yukarı kaldırdığı kadehe hafifçe vurur, çınsesiyle içkiyi denemeye gerek olmadığını gösterirdi. Çinliler yiyeceklerini niçin çubukla yerler? Çinlilerin yemek yeme alışkanlıklarının yiyeceklerini çok küçük parçalar halinde yemelerinden çubuk kullandıkları anlaşılıyor.Çinde eskiden yalnızcazenginler masada otururlardı. Halkın çoğunluğu tabakları ellerinde yemek yerlerdi. Bir elleriyle tabaklarını tutar, öteki elleriyle çubuk kullanarak beslenirlerdi. Hızla artan nüfus yüzünden yiyecek sıkıntısı çeken çinliler önlerindeki yiyeceği küçük parçalar halinde çoğaltarak yiyorlardı. O zamanlar ağaç sıkıntısı nedeniyle de tahta kullanımı kısıtlıydı. Masa kullanımı buyüzden çok zordu. Çubuklar fildişinden ve kemikten yapılırdı. Dünyanın en çok söylenen şarkısı hangisidir? Buşarkı"Happy birthday to you" dur. Şarkının asıl kaynağı Amerika'lı ikikız kardeşe aittir. Orijinal adı " Good Morning to All" yani " hepinize günaydın"dır. Daha sonra güftesi değiştirilerek bütün dünyaya yayılmıştır. Fakat telif hakkı kardeşlere aittir, onlardan sonra da Warner/chappel müzik şirketine geçmiştir.Müzik ticari amaçlı kullanıldığı zaman şirkete ödeme yapma zorunluluğuvardır. Yapıştırıcılar nasıl yapıştırıyor? Yapıştırıcılarınsağladığı yapışma olayı aslında kimyasal bir reaksiyondan başka bir şeydeğildir. Günümüzde imalatçılar yapıştırıcıları sentetik malzemelerkullanarak yaparlar. Yapışma olayında benzer veya ayrı malzemedeniki madde, bir de yapışkan gerekir. Burada en önemli görevyapıştırıcıdadır. Yapıştırıcının moleküllerinin diğer iki maddemolekülleri ile birleşme eğilimi gösterir bir yapıda olmasıgerekmektedir. Mezara niçin çiçek konulur? İlk olarak Mısır Firavunu Tutamkamon'nun milattan önce 1346 da öldüğünde mezarının çiçekten tacçlarla kaplandığı saptanmıştır. Kuzey Avrupada ise M.Ö 2000 yıllara kadar mezara çiçek konduğu belirlenmiştir. O zamanlarda bu çiçeklerin amacı iyi ruhları çekme, kötaü ruhları kovma amacıylaydı. Sonradan ise asıl amaç cesetler çürürken çıkan kokuyu kamufle etme amacını taşır. Servi ağacı da bu nedenlemazarlıklarda kullanılır. Ağacın yaprakları rüzgarı önler, kendine özgü ferah kokusu vardır. Cenaze törenherinde siyah giyinmenin amacı da mezarlıklarda hayalletlerden sakınmak amacı taşımaktadır. Satrançta şah niçin o kadar pasiftir? Çünkü şah koruma altındadır. Zaten satrançta amaç şahı almaktır. O yüzden bütün taşlar onu korumakla görevlidir. Vezir ise başkumandan gibi şaha yardım eder. İleri geri, çapraz her yöne gidebilir. Batıda vezire Kraliçe adı verilmiştir. Bununla Kraliçe'nin Kralın en büyük desteği olduğunu işaret etmektir. Satranç 6. yüzyılda Hindular tarafından oynanmaya başlanmış, oradan dünyaya yayılmıştır. İnsan korkunca niçin dişleri birbirine vurur? Birinsan büyük bir tehlike veya korku verici olayla karşılaşınca vücuduotomatikman savunmaya geçer. Diğer canlılarda olduğu gibi dişler veçene savunmanın ana mekanizmalarıdır.İşte bu nedenle ilk insanlardan gelen kalıtımsal yapıdan dolayı önce çene ve dişler harekete geçer. Çenedeki kaslar titrer, bu da sanki dişler birbirine vuruyormuş gibi görüntü verir. Akıl ile zeka arasında fark nedir? Akılyalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda düşünceyürütebilme ve görüş bildirme yeteneğidir. İnsan olgunlaştıkça aklıgelişir. Zeka ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılamave açıklayarak çözme yataneğidir. Genel olarak 12 yaşına kadar gelişir,20 yaşına kadar sürer sonra sabit kalır. Zeka bir insanın her türlüolay karşısında aynı yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez. Birbesteci müzik yapıtını aklıyla değil zekasıyla yaratır. Fakat en basitmatematik problemini çözemeyebilir. Sonuç olarak zeka, ruhsal olaylara,algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklargösterir. Akıl somut olarak ölçülemez, zeka IQ denilen testleölçülebilir. Dolunay insan davranışlarınıetkiler mi? İnsanlararasında bu inanç oldukça yaygındır. Eskilerin Ay'ın dönemlerinebağladıkları boş bir inancın günümüze uzanan bir varsayımıdır. Bilimadamlarının yaptıkları bütün çalışmalar bu görüşün boş olduğunukanıtlamıştır. Ay, dünyadaki okyanusların gel-git denilen sularınalçalması ve yükselmesi olayı üzerinde doğrudan etkisi vardır.Vücudumuzdaki suyun oranı , okyanuslardaki su miktarıyla kıyaslanamaz.Yani Ay'ın çekim gücü insanı etkileseydi yalnız dolunayda değil her günolması gerekirdi. Dolunayda ayın parlaklığı da pek önemli bir etkendeğildir. Çünkü gönderdiği ışık miktarı Güneş'in gönderdiğinin 600binde biri kadardır. Niçin gözyaşı dökeriz? Dünyadakicanlılardan sadece insan ruhsal nedenlearle ağlar. İnsanı farklı kılanbu durum şüphesiz yaşam tarihindeki evrimin bir sonucudur. Aslındagözlerimize sürekli gözyaşı koruma amaçlı olarak salgılanmaktadır.Fakat ağlama ruhsal bir boşalmadır. Bu konuyu ilk inceleyer Darwin'dir.Daha sonra yapılan deneyler sonucu görüldü ki soğan doğrarken akangözyaşlarının kimyasal yapıları farklıdır. Ruhsal gözyaşları daha çokprotein içermektedir. Fakat henüz bu farkın nedeni açıklanamamıştır. Üç yaşından daha önce olanları için hatırlamıyoruz? Bilimadamları geçmiş deneyimlerimizi saklayan hafızamızın beynimizde anıveyaöykü şeklinde organize olduğunu ileri sürüyorlar. Üç yaşından küçüklerbu şekilde iletişim kurma yeteneğine sahip değiller.Öykü ve anılarınıanlatamıyorlar. Yer ve karakter kavramlarını anlamıyorlar. Üç yaşındanküçükler düzgün konuşabildikleri,anlayış, seziş ve hafıza yeteneklerinesahip oldukları halde tüm olanları bir bütün olarak şekillendiremiyor,öyküye dönüştüremiyorlar.Hafızamız ne yaptığını ne yapıldığını 3-4yaşlarında kaydetmeye başlıyor. Yumurtanın niçin bir tarafı yuvarlak, diğer tarafı sivridir? Eğerköşeliolsalardı kenarları dayanıklılık bakımından çok zayıf olurdu. Endayanıklı geometrik şekil küredir ama bu şekildeki yumurta yuvarlanacakolursa nerede duracağı belli olmaz. Yumurta yuvarlanınca düz gitmez. İnce tarafı üstünde dairesel bir yol çizer. Başladığı yere yakın birnoktada durur. Yani düz bir yerde kaybolması olanaksızdır. Yumurta,tavuğun yumurta kanalında küre şeklindedir. İlerlemesi sırasında arkadakalan dairesel kasların büzüşerek hem yumurtayı ileri iterler hem de bukısmına baskı yaparak konik biçimini sağlarlar. Yumurtanın şeklininnedeni de budur. Sürüngenlerde bu düzenek olmadığından yumurtalarıküresel biçimdedir. Develerin hörgüçlerinde ne var? Geneldehörgüçlerinde su olduğu ve uzun yolculuklarında bu suyu kullandıklarısöylenir ama doğru değildir. Develerin hörgüçlerinde 30-35 kg kadar yağbulunur. Yiyecek bulamadıkları zaman bu enerjiyle hareketlerinisağlarlar ayrıca yağ çöl sıcağına karşı koruma görevi de yapar. Develersuya az gereksinim duyarlar. Burun mukozaları insana göre 100 kat dahabüyüktür. Soluk alırken havadaki nemin üçte ikisini kazanabilirler. Sukaybını da dokularından kaybederler, kandaki su etkilenmez. Çinlilerin gözleri niçin çekiktir? Yalnızçinlilerin değil, Orta ve Güneydoğu Asya'da yaşayanların, japonlarınhatta Eskimoların da gözleri çekiktir. Aslında göz yapısı bütün dünyadaaynıdır. Farkı yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diyenitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı,gözün üstüne daha çok inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrıminsanların gözlerini yoğun kar tabakasının, göz kamaştıran ışığındankorumak için bir çeşit kar gözlüğü gibi gelişmiştir. Çinde ve ötekibölgelerde her ne kadar yoğun kar yağmıyorsa da onların atalarınınbuzul çağında kuzeyde yaşadıkları daha sonra güneye indiklerikanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil, burunları da rüzgara karşıkorunmak için küçülmüş, burun delikleri soğuğu engellemek içindaralmıştır. Ciltleri de koruma amaçlı olarak yağlıdır. Göz kapaklarıda yağlıdır. Gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşı korur. Yaniçekik gözlü değil, düşük göz kapaklı, demek daha doğrudur. Ateş böceği nasıl ışık saçıyor? Aslındabu böceğin verdiği ışığın ateşle de sıcaklıkla da bir ilgisi yoktur.Bilimsel adı "Soğuk Işık"tır. Bu ışık olayı, moleküler seviyedekimyasal bir işlemdir. Bazı moleküllerin ayrışarak daha yüksek enerjilihale geçebildikleri ve bu fazla enerjiyi ışığa dönüştürebildikleridir.Ateş böceğinin karın bölgesindeki ışık organında bulunan guddelerdenışık elde etmede rol alan iki ana kimyasal madde üretilmektedir. Fakatonlar da tam olarak ışık vermeye yetmediği için böceğinışık bölgesineyakın solunum organının ışık verme anında burayı oksijenle beslemesigerekmektedir Kumaşlar yıkandıktan sonra niçin çeker? Aslındakumaş ıslanınca lifler şiştiğinden kumaşın az biraz uzamasıgerekmektedir. Ama bükümlerin açılarındaki deformasyonun yarattığıçekme kuvveti daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır. Kumaşyıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarınagelirler. Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez. Su, yüksek ısı, çalkalama,sabun hepsi kumaşın çekmesini kolaylaştırır. Kumaş birkaç kezyıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve ondan sonrayıkandığında çekmez. İnsanlar saatlerini niçin sol kollarına takarlar? Özelbir durum veya farklı olma düşüncesi yoksa insanların çoğu saatlerinisol kola takar. Çünkü çoğunluk sağ elini kullanmaktadır ve bu kolundaha hareketli olması nedeniyle saatin bir yerlere çarpıp zarar görmeolasılığı yüksektir. Zaten saatin kurma düğmesi 3 rakamının yanındadır.İnsanlar saati kurmak istedikleri zaman onu bilekten çıkarmadan sağelle uzattıkları sol kollarındaki saati kurabilirler. Bir hafta niçin 7 gündür? Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen beş gezegen ile güneş ve ayın sayısı nın 7 oluşu bu sayıyı gizemli veuğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki anarenk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu sayının önemini dahaçok belirtti. Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek haftasayısını 10 yaptı ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasınageçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı. Niçin otellerin kapıları döner kapıdır? Dönerkapıların tek amacı enerji tasarrufudur. Büyük binaların içerleridevamlı olarak ısıtılır. Açılan normal kapıdan içeri soğuk havarahatlıkla girer. Eğer normal kapı kullanılırsa hava değişimi nedeniyleklimalar veya motorlar yeniden çalışacaktır. Özellikle çok kişiningirip çıktığı otel veya benzeri binalarda enerji tasarrufu için dönerkapı kullanılır. Döner kanatlar sıcak havanın dışarı çıkmasına, soğukhavanın da içeri girmesini engeller. İmdat çağrısı S.O.S 'in anlamı nedir? Çokkişi "Save our Ship" gemimizi kurtar; "Save our Soul" ruhumuzu kurtar;"Stop Other Signals" diğer sinyalleri sözcüklerinin kısaltılmışı sanır.Oysa hiçbiri değildir. Tamamen telgraf zamanından kalma morsalfabesiyle ilgilidir. İmdat çağrısının çok kolay akılda tutulabilmesiiçin 1908 de üç çizgi, üç nokta, üç çizgi olan S.O.S seçildi. Doktorlar niçin dizimize çekiçle vurur? Birsandalyeye rahatça oturup bacak bacak üstüne atarken doktordizkapağının hemen altına, kası kemiğe bağlayan tedoma minik lastik birçekiçle vurduğu zaman bacak ileri fırlar. Bu reflekste baldırkaslarındaki duyu sinirleri kasın genişlemesine tepki verir ve yenisinir sinyalleri oluşturarak kaslara hafif bir basınç uygulandığını vegerildiklerini omuriliğine iletirler. Omirilik ise bu basıncadayanabilmesi için kasların kasılması gerektiğini bildirir, bacaktekrar geri hareket eder. Refleks, beyin denetiminden geçmeksizin, yanibeyin devrede olmadan doğrudan omuriliğin komutlarıylagerçekleşmektedir. Diz kapağı refleksi omuriliğin işleyişi konusundabilgi veren önemli bir tanı yöntemidir. Tükenmez kalemin dolmakalemden farkı nedir? Kalemintarihi yazınınkinden de eskidir. İlk insanlar sivriltilmiş çakmaktaşlarıyla duvar resimleri yapmıştır. Mürekkepli metal kalemlerRomalılar tarafından biliniyordu. Tükenmez kalem adı ile bilinen bilyeuçlu kalemin ilk modeli 1880 yılında yapılmıştır fakat rağbetgörmemiştir. Uçakların gelişmesiyle gündeme tekrar gelir. Uçaklar2-3bin metreye çıkınca hava basıncı oldukça azalır. Dolmakalemmürekkebi basınç nedeniyle dışarı akarak kağıdı ya da giysiyi lekeler.2.Dünya Savaşı'nda askeri uçaklarda kullanılan tükenmez kalem sonradanyaygınlaşmıştır. Tükenmez kalemlerde mürekkep kağıda pirinç uçtakiyuvaya yerleştirilmiş minik bir bilye aracılığıyla aktarılır. Fakatdolmakalemin özelliği seçkin ve yazıyı kaliteli kılmasıdır. Radyonun sesi açılınca pil daha çabuk mu biter? Pilleçalışan portatif radyolarda sesin yüksekliği pilin ömrünü etkiler.Radyo açık, sesi kapalı durumu ile sesin sonuna kadar açık durumuarasındaki fark pillerin ömürlerinin kısalmasına neden olur. Ses sonunakadar açıldığında pillerden çekilen akım yüzde 30 artmaktadır. Budurum, küçüğünden büyüğüne, pille çalışan ve ses yükselticisi olanbütün radyo, teyp, volkmen vb. için aynıdır. Horozlar niçin sabahları erkenden öterler? Sabah güneş doğarken ötmek yalnız horozlara özgü değildir. Kulağa en çok horozun sesinin gelmesi, onun sesinin diğerlerinden daha güçlüolmasıdır. Kuşların büyük çoğunluğu da aynı saatlerde ağaçlardakoro halinde öterler. Gün boyu hem horozlar hem kuşlar bu ötüşüsürdürürler ama seslerinin en güçlü çıktığı zaman sabah saatleridir. Horoz ve kuşların sabah gün doğarken ötmeleri biyolojik saatleriyle ayarlanmıştır Evlerimizdeki sinekler kışın nereye gidiyor? Sineklerinher türü kışın ortadan kaybolur. Havaların ısınmasıyla birlikte ansızınortaya çıkarlar. Sinekler ısıya karşı çok hassastır. Güneş bulutunarkasına girdiği zaman oluşan ısı düşmesinden etkilenirler. Kışgünlerinde yaşama şansları yoktur. Ölmeden önce yumurtalarını toprağaveya kuytuya gömerler. Lavra ve yumurtalar soğuktan etkilenmez. Yazsıcakları başlayınca yumurtalar çatlar ve yine sinekli günler başlar. Termos nasıl sıcağı sıcak, soğuğu soğuk tutuyor? Teknedeni vardır, vakum.Yani boşluk.Bir termosta içiçe geçmiş iki kapvardır.Dıştaki metal bir kap olup içteki genellikle bir camşişedir.İkisinin arasındaki hava ise boşaltılmıştır.Tam olmasa daüreticiler tarafından elde edilebilen tama yakın bir boşlukvardır.Vakumlu bir ortamda hava molekülleri de ılmadığından ısıiletilemez.Cismin ısısı başlangıçta ne ise o halde kalır.İçerdendışarıya, dışardan içeriye ısı geçişi olmaz.Böylece termosa konan sıvısıcaksa sıcak, soğuksa soğuk kalır. Kuşlar nasıl konuşabiliyor? Herinsan ağzıyla konuşur ama konuşabilmeyi sağlayan asıl organ beyindir.Beyinde oluşan düşünceler dilimize ve dudaklarımıza aktarılır.Hayvanlar bu nedenle konuşamaz. Papağan ve benzeri kuşların yaptıklarıkonuşma değil, mükemmel bir ses tınısı ezberi ve tekrardır. Sesleriezberler ve taklit ederler. Kuşların ses organları memeli hayvanlardanfarklı olarak gırtlakta değil göğüs kafeslerinn dibinde, karınboşluğunun derinliklerindedir. Kuşların doğasında ses taklit yeteneğivardır. Doğayla içiçe yaşarken diğer kuşların seslerini taklit ederek bir çeşit iletişim sağlarlar. Kediler balık ve sütü niçin severler? Kedilerinsudan hoşlanmadığı bilinir. Ama aslında kediler çok iyi yüzerler. Havaşartlarından dolayı ve de tembelliklerinden suya girmeyi sevmezler.Evkedisinin balık sevmesinin yanında kuşlara ve farelere olandüşkünlüğünün nedeni evcilleştirilmeden önce Mısır'da Nil vadisindebalık, kurbağa, küçük kuş ve fareleri avlayarak yaşamış olmasıdır.Zaten eski Mısırlılar kedilerifare avcıları olduğu içinevcilleştirmişlerdir. Günümüzde kedinin kuzey Hindistan ve GüneydoğuAsya'da yaşayan türleri ırmakların kenarlarında balık avlayarakyaşamaktadır. Patileriile balıkları sudan dışarı atar, gerekirse suyatamamen girerler. Eski Mısır'da kedi bakıcıları onları ekmek ve sütlebeslemişlerdir. Kedilerin süt zevkinin de Mısırlı bakıcılarınınyarattığı beslenme alışkanlığından kaynaklanmaktadır. Bardaktaki buzlar niçin birbirlerine yapışırlar? Buzunerimesi için yalnızca sıcaklık değil basınç da önemlidir. Dağlardakibuzulların kayma nedeni de budur. Basınçla alt tabaka erir ve kaymaoluşur. Bir kabın içinde ya da bir bardakta üstüste duran buzlarınherbiri altındakine değdiği noktada bir basınç oluşturur ve bu noktadaçok küçük kısım erir.Buradan hareket eden su çok az yanda iki buzküpçüğünün birleştiği noktada tekrar donar. İki buz parçası kaynakyapılmışcasına birbirlerine yapışır ve orada bir daha erime olmaz
 
   
şuana kadar 11197 ziyaretçi (21955 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol